Milli futbolcu Hakan &199 alhanolunun, PSG ile anlat ortaya &231 kt Hasankeyf-2 K&246 pr&252 s&252 a&231 ld Cumhurbakan Erdoan: Her ay yeni rekorlarn haberini alyoruz mamolu, Akit muhabirini fena bozdu: &199 altn yer gazete deil, sana cevap vermem Son Dakika: D&252 nya, T&252 rkiyeden &246 rendi. G&220 NDEM 40 metreden gol Ylmaz Vuraln tepkisi. Haber, Son Dakika Haberleri.
Peki ger&231 ekten de &246 yle mi Tabi ki deil, paray Lidyallar bulmad. Morse 27 Nisan 1791 tarihnde domu, 2 Nisan 1872 tarihinde vefat etmitir.Paray Ger&231 ekte Kim cat Etti &199 oumuz paray Lidyallarn bulduunu &246 rendik ve parayla ilgili konularda hep onlara y&252 klendik. Morse elektrikli telgraf icad eden bilim insandr. Lütfen acil olmayan durumlar için hastanelere gitmeyelim, evde kalalım.27 mays 1844 ylnda telgraf kim icat etti sorusu aslnda telgraf kim buldu sorusu ile cevaplanmt 1844 ylnda telgraf Amerikal mucit, portre ve tarih sahnesi ressam Samuel Morse tarafndan bulunmutur. Wisdome com tarih yazm politikas bahvan motorlar grafik etkileimli.SANAL HASTANE’ye Hoşgeldiniz! Bu mesajın altında sosyal medyada rastladığım, salgın sürecinde genel tababet/ uzmanlığı ile ilgili olarak vatandaştan gelen soruları cevaplayan meslektaşlarımı ekleyeceğim.
Ali Kutlu twitter hesabı üzerinden,7-Uzman Dr. Sefa Bulut, facebook hesabı üzerinden,6-Alerji ve Göğüs Hastalıkları doktoru Prof. Alper Can, facebook hesabı üzerinden,5-Salgın sürecinde özellikle eğitim çağındaki çocuklar olmak üzere, her yaş grubundaki insanda psikoloji ile ilgili sorularınız için Prof.
Hakan İlaslan, beyin ve omurga cerrahisi konusundaki sorularınız için twitter hesabı üzerinden,12-Uz. Abdülselam Özdemir, genel cerrahi alanındaki sorularınız için twitter hesabı üzerinden,11-Beyin ve Omurilik Cerrahı Op. Sarper Yılmaz, “Ne zaman acile başvurmalıyız?” sorusunun cevabı için twitter hesabı üzerinden,10-Operatör Dr. Ener Çağrı Dinleyici, çocuk sağlığı ile ilgili sorularınız için twitter hesabı üzerinden,9-Acil Hekimi Dr.
1990 – 2012 arası gösterime giren beş komedi filmi… Konusu çok yalın: Anne babasıyla arası iyi olmayan 11 yaşındaki Kevin (Macaulay Culkin) kendine verilen ceza yüzünden geceyi evin çatı katında geçirir. Münire Deniz, cerrahi işlemler ve yoğun bakımlar konusundaki sorularınız için twitter hesabı üzerinden,19-Fizyoterapist Doğa Yalçın, evde egzersiz çalışmaları konusundaki sorularınız için twitter hesabı üzerinden sorularınız yanıtlayacaklardır.Bu filmi görenler vardır kuşkusuz. Şehsuvar Ertürk, böbrek rahatsızlıkları ile ilgili sorularınız için twitter hesabından,18-Anesteziyoloji ve Reanimasyon Uzmanı Dr. Sua Soysal, estetik sorularınız için twitter hesabından,16-Klinik Psikolog Tuba Kaplanhan, salgında yaşadığımız ruhsal sıkıntıları hafifletmek için twitter hesabı üzerinden,17-Prof. Halis Özdemir, Kadın Hastalıkları-Doğum ve Perinataloji (Riskli gebelik takibi) konularında twitter hesabı üzerinden,15-Estetik Uzmanı Dr. Kübra Irmak, kadın hastalıkları ve doğum konusundaki sorularınız için twitter hesabından,14-Op.
Zeki çocuk, hırsızlara öylesine komik tuzaklar kurar ki, hem eğlenir hem de onlara dünyayı dar eder.Şimdilerde hepimiz bir anlamda evde tek başınayız! Ama ben kendimi evde tek başına saymıyorum. Keyfini iki hırsızla karşı karşıya kalması kaçırır, ürker. Yolda çocuklarını evde unuttuklarının farkına varırlar! Kevin ise evde tek başına kalmaktan mutludur.
Bu arada akşam yemeğini de aradan çıkarıyoruz ki, TELE 1’de Emre Kongar’ı ve Merdan Yanardağ’ı 18 Dakika programını rahatça izleyelim diye. Uyuklayan izleyiciye sanki bir avuç soğuk su serpiyor, onu kendine getiriyor.Doğallıkla gün içinde gelen giden telefonlar, sosyal medya okumaları, paylaşımlar soluk aldırıyor biraz.Saatler hızla ilerliyor, akşam oluyor. Portakal, yorumlarıyla da izleyiciyi sarsıyor. Kitap okuma – not alma – yazı yazma edimine dönük işlemlere başlıyorum ki, öğle yemeği arasında ancak akıp giden zamanın farkına varıyorum.Akşam saat 19.00 olunca da yine FOX TV’de bu kez Fatih Portakal ile FOX Ana Haber programına odaklanıyorum. Serdar Savaş’ın tüm programların yıldızı olduğunu görüyorum.Derken televizyona ara veriyorum.
Ama tercih edilen 23 kitap içinde Sabahattin Ali’nin ikinci kitabı Kuyucaklı Yusuf da olunca “ en çok ödünç kitabı alınan yazar” Sabahattin Ali oldu. Yetişkinler için olanların ilk ikisi Reşat Nuri Güntekin’in Çalıkuşu, Sabahattin Ali’nin Kürk Mantolu Madonna kitaplarıymış. Türk Kütüphaneciler Derneği Başkanı Ali Fuat Kartal, geçen günlerde Kütüphaneler Haftası nedeniyle “ 2019 yılında en çok ödünç alınan” kitapları açıkladı. Hayranlıkla dinliyorum.Evde tek başıma olmadığımı anlıyorum! Ne evde, ne de ülkede…Ayrıca umudumuzu, gücümüzü, geleceğimizi hep koruduğumuzu, koruyacağımızı anlıyorum.Önceki günlerde “ Türkiye Sabahattin Ali okuyor” ( Cumhuriyet, 16 Ocak 2020) diye yazmıştım.
Hele de halk kütüphaneleri “ ödünç kitap” hizmeti veriyorsa, internetle kitaba ulaşmak kolaysa, kitap en yakın arkadaşınız olur.Ayrıca korona belasından kurtulmak için öncelikle gönüllü olarak evde tek başına kalmaktan başka çare de yoktur.Evde tek başınıza kalın, kitap okumanın tadını çıkarın!19. O zaman hiç kimse evde tek başına değildir! Ayrıca sizin de mahallenizle, ailenizle, dostlarınızla ilgili WhatsApp grupları varsa, iki dakikada bir mesaj geliyorsa, yalnız değilsiniz demektir. Ama ne yazık ki 1200’e yakın halk kütüphanesinin 2 milyonu aşkın üyesi, 20 milyonu aşkın kitabı bulunuyor!Evde tek başına elbette gazetesiz, dergisiz, kitapsız, televizyonsuz kolay geçmez. Bu durumda Sabahattin Ali’nin iki kitabını ödünç alan okur sayısı ise 17 bin 662.83 milyonluk Türkiye’de övünülecek sayılar değil elbette.
Örneğin pouskareialarda Roma’lılarda geleneksel olarak sirke, su ve muhtemelen bira karışımından oluşan, daha çok askerlerin tükettiği pouska adlı içkinin yanında nohut, bakla, leblebi, mercimek gibi baklagillerin de sunulduğu alt sınıflara hitap eden bir içkili lokanta türüydü. Bunlar arasında taverneia, pouskareia, kapeleia gibi çeşitli sınıftan insanlara ya da aynı sınıftan insanların farklı zamanlardaki ihtiyaçlarına hizmet eden mekânlar müdavimlerin uğrak yeri olmuştur. KONSTANTİNOPOLİS’TEN İSTANBUL’AByzantion ve sonrasında Konstantinopolis’te türlü çeşit içkili mekânların bulunduğunu biliyoruz. Uzun İhsan Efendi’nin oğlu Bünyamin’in ‘Puslu Kıtalar Atlası’ rindinde arşınladığı Galata Sokaklarını dolduran meyhaneleri mesken tutmuş denizciler, gezginler, edipler, avareler, çalgıcılar, cemi cümle insanlık şehrin büyülü havasına karışıp her gün bir daha demliyorlardı İstanbul’un ‘renkahenk’ kıvamını… Ve bugün Reşad Ekrem Koçu üstattan emanet ‘sahici kent tarihi’ne dair bildiklerimiz işte bu ‘ağır’ insan hikayelerinde gizli. Tüm bu dinamik şatafatın da ‘keyifsiz’ ve ‘muhabbetsiz’ olması düşünülmezdi elbet. Akdeniz’den Avrasya’ya kadar onlarca kültürü, bütün muhteviyatı ile birlikte esnek ve hareketli yapısında barındıran, İpek Yolu’nun son durağı İstanbul’un yarattığı cazibenin önemli bir nedeni de iki kıtanın dibine kurulmuş bir liman şehri olmasından kaynaklıydı.
Yaptığı kanunlarla tanınan “Bilge” lakaplı İmparator Leo’nun M.S. Yüzyılda yazılan bir şiirden, hamam ve hipodrom civarında bulunan bir meyhanenin sabah hamam keyfi yapan müşterilerini öğleden sonra başlayacak yarışlar öncesi demlenmek ve atıştırmak için masalarına davet ettiğini öğreniyoruz.Sonrasında Osmanlı’nın da yapacağı düzenlemelere benzer şekilde Bizans döneminde de meyhaneler sıkı kurallara bağlıydı. Sula Bozis’in tespitine göre bu dönemde Perama bölgesinde (bugünkü Eminönü civarı) hizmet veren bu türden meyhanelerden üçünün adını biliyoruz: Melitrağos, Spanos, Gorgoplutos.
Şarap fiyatları ve satış şekilleri de yetkililerce belirlenmekteydi.Bizans döneminde meyhanelerin işleyişi zaman zaman bu işleri üstüne vazife gören din adamlarının da müdahalesiyle merkezi otorite tarafından her daim denetim altında tutulmuştur.